Hakkında

Deprem Bölgesine Gittiği İçin Soruşturma Yapılan Doktor ‘Göç’e Hazırlanıyor!

Yurtdışında çalışmak için Türkiye’den göç eden ve göç etmeye hazırlanan doktorlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Bilim Sıhhat Haber Ajansı’nın (BSHA) ‘Hekim Göçü’ haber bülteninin bu haftaki konuğu İstanbul Heybeliada’da aile hekimliği yapan ve 6 Şubat depremleri sırasında bölgeyi ziyaret ettiği için soruşturma başlatıldı. Doktor Sos Fisli oldu. 2009 yılında Tıp Fakültesi’nden idealist bir hekim olarak mezun olan Fisli de Türkiye’den göç etmeye hazırlanıyor.

Heybeliada Toplum Sağlığı Merkezi’nde tek başına aile hekimi olarak çalışmanın zorluğunun yanı sıra Covid-19 sürecinde aile sağlığı merkezinde yaşadığı haksızlıklarla mücadele ederken soruşturmalara maruz kaldı. Bardağı taşıran son damla, 6 Şubat depremlerinden sonra sarsıntı bölgesinde olmak için görevlendirme talep edip bölgeye gitmesi üzerine açılan soruşturma oldu. Yurtdışına göç etme kararıyla ilgili BSHA’ya konuşan Dr. Fisli, “Depremde bu ülkede insanların nasıl öldüğünü izlemek yurtdışına gitme kararımda çok etkili oldu. Büyük bir yıkım karşısında çaresizliği yaşadım. Deprem bölgesinde aileme bile ulaşamadım. Cehennem çektiğin yer değil, çektiğin acının duyulmadığı yerdir. İnsanların deprem bölgelerinde nasıl yaşadıklarını izledim. Döndükten sonra hakkımda açılan soruşturma ile gitme kararım kesinleşti.”

Covid-19’da Başarı Belgesi, Depremde Soruşturma!

Gidenlerin, kalanların ve gitmeye hazırlananların hikâyesini anlatıyoruz. Bugün sizlerle İstanbul Heybeliada’da bulunan Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan bekar bir hekimin öyküsünü paylaşacağız. Aile Hekimi Dr. Sosin Fisli, geçtiğimiz ay İstanbul Tabip Odası’nda düzenlediği basın toplantısında tüm Türkiye mesleki zorluklarını öğrendi. 6 Şubat depremlerinde ailesinin de deprem bölgesinde olmasının verdiği sorumlulukla bölgeye gitmek için görevlendirme istedi, izin verildi, Dr. Fisli İstanbul Tabip Odası aracılığıyla sarsıntı bölgesine gitti. Ancak atanmasına rağmen yerine doktor atanmamış ve İstanbul’a döndüğünde deprem bölgesine gittiği için hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Ancak üç yıl önce Covid-19 Pandemisinde beyin sarsıntısı felaketinde yardıma koşan Hekim Fisli, pandemi transfer hizmetleri nedeniyle devlete başarı belgesi vermişti.

Çöken sağlık sisteminin altında hekimler ezilen oldu

Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Heybeliada’da aile hekimi olarak göreve başlayan Sosin Fisli, ülkedeki sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüye gittiğine dikkat çekti. Covid-19 Pandemisi döneminde yaşadıklarını paylaşan Dr. Fisli, “Covid-19 döneminde gösterdiğimiz çabaların karşılığı bir süre devam eden alkışlardan öteye gitmedi. En kolayı Covid-19 meslek hastalığı bile sayılmıyordu! Enflasyon karşısında her geçen gün düşen maaşlarımızla maalesef yoksulluk sınırında yaşıyoruz. Dayatılan performans sistemi ile çok sayıda hastaya bakmak zorunda kalıyoruz. Bu, kaliteli bir sağlık hizmeti sunmak için mücadelemizdir. Beceriksiz yöneticiler ve cezai düzenlemeler tarafından sürekli soruşturma tehdidi altındayız. Artan sağlık seviyeleri ve bunları önleyecek yasaların olmaması bile çalışırken kendimize güvenmemizi sağlamıyor. Çöken sağlık sisteminin altında ilk sağlık çalışanları bizdik. Maalesef hastalar ulaşılabilir, kaliteli bir sağlık hizmetinden mahrum kaldıklarında sanki bunun sorumlusu bizmişiz gibi tepkilerini bize yöneltiyorlar. Hasta-doktor ilişkisi hiç bu kadar yıpranmış olmamıştı.”

  Türkiye’de Çalışma Koşulları İyileşmedikçe Kimse Geri Dönmüyor!

Ailemden bazılarının yurt dışında yaşadığını belirterek yurt dışındaki çalışma koşulları hakkında bilgisi var. Sosın Fisli, “Kısa bir süre de olsa Almanya’da yaşama ve çalışma fırsatım oldu. Basitçe söylemek gerekirse; Türkiye’de çalışmak için yaşıyoruz. Çalışma koşulları tüm yaşam gücümüzü alıyor. Tükenmişlik yaşamayan sağlık çalışanı yoktur. Yurt dışında çalışma koşulları ülkemizden daha iyi. Bekçi sayısı, bekçiden sonraki izin ve bekçi fiyatları oldukça uygundur. Bir sevk zinciri vardır ve birinci basamak sağlık hizmeti çok aktiftir. Doktor çalışırken hem hastaya hem de kendisine gerekli zamanı ayırabilir. Türkiye’de sabah 8.00’de başlayıp gece 00.00’a kadar çay bile içilmeyen nöbetlerle karşılaştırılamaz. Çalışma koşulları düzelmedikçe giden doktorların geri döneceğini düşünmüyorum. Koşullar düzelmedikçe kimse geri dönmüyor. Gidenlerin bıraktığı boşluk ne yazık ki doldurulamayacak. Bu da diğerlerinin iş yükünü artırır. Bu koşullarda çalışmak ne yazık ki sürdürülebilir değil. Doğru tıp zaman, çaba, disiplin gerektirir ve bilimi takip etmek gerekir. Giden meslektaşlarımızın birden fazlası ne yazık ki alanında uzman ve yeri kolay doldurulamayacak kişiler. Gidenlerin bedeli zamanla daha iyi anlaşılacaktır” dedi.

Gitmeye nasıl karar verdi?

Aile Hekimi Dr. Sosın Fisli, yurt dışına gitme kararının aslında bir bilgi birikimi olduğunu ve 6 Şubat depremlerinde deprem bölgesine gittiği için hakkında açılan soruşturmanın bardağı taşıran son damla olduğunu belirterek, “İnsanların nasıl davrandığını izliyorum. Bu ülkede ölmek benim gitme kararımda etkili oldu. Bir hekim olarak depremlerde yaşanan acılar, yıkımlar ve can kayıpları karşısında çaresizliği yaşadım. Deprem bölgesinde aileme bile ulaşamadım. Cehennem çektiğin yer değil, çektiğin acının duyulmadığı yerdir. İnsanların deprem bölgelerinde nasıl yaşadıklarını izledim. Döndükten sonra hakkımda açılan soruşturma ile gitme kararım kesinleşti.”

Covid-19 Çağında Yaşanan Adaletsizlikler

Deprem felaketini yaşamadan önce tüm dünyada etkili olan Covid-19 Pandemi sürecinde doktor olarak deneyimlerini paylaşan Dr. Fisli, “Herkes evdeyken kimsenin girmediği evlere girdik, çalıştık. yoğun bakımda. Haftanın 6 günü filyasyon ekibindeydim. O sırada başka bir doktor izinli gitti. Ancak resmi bir durum bildirmeden işi devretmekle görevli doktor tarafından kayırıldı. Tüm iş yükü bana kaldı. İtiraz ettiğim için yeniden soruşturma açan bendim. Tek istediğim, adil bir iş payına sahip bir çalışma ortamıydı. Soruşturmalardan biri, tıp merkezinin eşyalarının başka bir doktor tarafından alınmasıydı. Vakıf ürünleri başka doktorlar tarafından satıldı, buna izin verildi ve pandemi ortasında sağlık merkezinden bağış malzemeleri kamyonla alındı. Geciken her aşının ölüme neden olduğu bir dönemde, boş bir ASM’de kalıyoruz. Daha sonra kontrolde eksik eşya olduğu için hakkımda soruşturma başlatıldı ve Adalar Toplum Sağlığı Merkezi’nin izniyle eşyalar alınmasına rağmen yeniden soruşturmaya tabi tutuldum. Bir günde 100’e yakın hasta ASM’ye başvurdu, yine tek hekim olarak çalıştığımı ve artık bu iş yükünü kaldıramayacağımı belirttim. Doktor geleceği söylenmesine rağmen hala yalnız çalışıyorum.”

  İstanbul Tabip Odası ve Heybeliadalılar Doktorunu Sahiplendi!

Aile Hekimi Dr. Sosın Fisli’nin hikâyesinde öyle bir detay vardır ki, Türkiye’den göç etmeye karar vermiş bir hekim aradan yıllar geçse de unutmayacaktır. Fisli’nin yaşadığı haksızlıklar karşısında Heybeliadalıların gösterdiği dayanışma ruhu. 6 Şubat depreminde bölgeye yardıma koşan Dr. Sosın Fisli hakkında soruşturma başlatıldığını öğrenen ada sakinleri, kurdukları platform üzerinden doktorları hakkındaki soruşturmanın düşürülmesi için imza kampanyası başlatıyor. Fisli’ye iki değerli takviye İstanbul Tabip Odası ve hastalarından geliyor. ‘Doktoruma dokunma’ diyerek devlete seslenen halkın hekimlerinin yanında duruşu, yıllar geçse de unutulmayacak bir hareketlilik hali ve örnek teşkil etmesi açısından tarihe kazınmıştır. günümüzde pek göremediğimiz doktor-hasta işbirliği.

Heybeliada sakinleri, 29 Mart 2023 tarihinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazdıkları yazıda şunları söylüyor: Hastamızla ciddi şekilde ilgilenen hekimimiz Sosın Fisli hakkında soruşturma başlatıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Mesleğinin gereği olarak deprem bölgesindeki yardım çalışmalarına isteyerek katıldığı gerekçesiyle büyük bir sorumluluk duygusuna sahip rahatsızlıklar. Hekimimizin bilgisinin, iyi niyetinin ve özverisinin şahidiyiz. Depremzedelerin, aileleri ve yakınları da dahil olmak üzere, depremzedelere destek olmak için hemen bölgeye gitmelerini anlıyor ve haklı çıkarıyoruz ve bu davranışımızdan gurur duyuyoruz. Doktor Sosın Fisli hakkındaki soruşturmanın düşürülmesini ve kendisini görevinin başında görmek istiyoruz.” Dr. Sosin Fisli hakkında deprem bölgesine gittiği için başlatılan soruşturmayla ilgili geri adım atılmadı. Bir doktor daha çalışma koşulları, yaşadığı adaletsizlikler ve haksız soruşturmalar nedeniyle Türkiye’den ayrılma kararı aldı.

18. Uluslararası Kadrolu Sinemalar Festivali’ne Davet Edildi, Hikayesini Anlatıyor!

Dr. Sosın Fisli’nin dün düzenlenen 18. Uluslararası Kadrolu Sinemalar Festivali’ne davetli olması nedeniyle yaşadığı zorluklar ve yaşadığı zorluklar sanat camiasının ilgisini çekmiş olmalı. Fisli sahnede yaptığı konuşmada “Deprem hikayemin, Adıyaman gezimin beni bu aşamaya getireceğini bilmiyordum. Aslında Adıyaman’a gideceğimi bilmiyordum. Duyulmayan bir ağlama duydum. Profesyonel organizasyonumla bölgeye gittim. Amacım aslında organize olduğum içindi. Onlarla o geziye gitmedim. Adıyaman’da kıyamete tanık oldum. İnsanlar için cehennemdi. Cehennem çektiğin yer değil, çektiğin acının duyulmadığı, görülmediği yerdir. O insanların cehennemine gittik, oradan çıkarmaya çalıştık, şahit olduk. Oradan döndükten sonra çığlıklarını duyurmaya çalıştık. Ben de hedef oldum, arkadaşlarım ve ada halkı benimle birlikte bulundu. Bu birlik, muhtemelen cennetin kapılarını aralamayacak ama cehennemin kapılarını kapatacağı kesin. Bu dayanışmanın bizi bu cehennemden çıkaracağını düşünüyorum.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

seydikemerhaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu